Türkiye Arkadaşlık Sitesi

Arkadaş Türkiye

Bayan Arkadaş İlanlarıBayanlarla SohbetEvlenmek İsteyen Bayanlar

evlenme belgesi

0 0 Oy Verme
Bu Kullanıcıya Puan Ver

evlenme belgesi, evlenme ehliyeti, evlilik ehliyeti, yabanci evlilik icin gerekli belgeler, bekarlik belgesi; Slm Kocaelinden Şölen ben 24 yaşındayım artık evlenecek birini arıyorum. Sadekat dürüst sabır güvenarıyorum. kalp diyorum herkeste var,yürek başka bişey. kimisi zamana bıraktı,kimisi şansa bıraktı,ben sana bıraktım(ya RAB). Ziyniyeti iyi olanlar yazsın. Huzur sevgi mutluluk istiyorum. Allahtan korkan biri olsun. Namaz kilsin allahtan korksun benim gibi. Allahim sen benim kalbimden gecenleri bilirsin hakkimizda hayirlisini nasip et.

evlenme belgesi, evlenme ehliyeti, evlilik ehliyeti, yabanci evlilik icin gerekli belgeler, bekarlik belgesi
evlenme belgesi, evlenme ehliyeti, evlilik ehliyeti, yabanci evlilik icin gerekli belgeler, bekarlik belgesi

evlenme belgesi

İlitam Akademi sitesi haftalık cumartesi oturumlarının 6.sında İslam’da Evlilik ve Evlilikle İlgili Güncel Sorunları masaya yatırdı. Genel olarak evlilikte veli izninin tartışma konusu edildiği oturumun duyurusu ve kısa özeti aşağıdaki gibidir.

 

Bu hafta İslam’da korunması zaruri beş esastan (Zaruriyet-i Hamse) biri olan “nesli koruma”nın en önemli fonksiyonunu teşkil eden İslam’da evlilik müessesini ele alacağız. Bu sosyal konu hakkında günümüzde var olan evlilik problemlerini, sebeplerini ve çözümlerini analiz ederek fayadalı bir sonuca ulaşmayı hedefliyoruz.

 

Programa, İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesinin İlitam ve örgün öğrencileri, Yüksek lisans öğrencileri ile farklı üniversitelerin halen öğrenim gören ve mezun olan ilahiyat öğrencileri katılmaktadır. Öğretim üyesi akademisyen hocalarımızın da iştirak ettiği bu oturuma sizlerin de katılmasını bekliyor, konu hakkında görüşlerini belirtmek isteyen herkesi 17.03.2012 Cumartesi Saat: 21:00’de yapılacak olan programa davet ediyoruz.

 

Oturum Başkanı: Aslı Aksu

evlenme ehliyeti

evlenme ehliyeti, EA: Bu haftaki konumuz “İslam’da Evlilik ve Günümüzde Evlilikle İlgili Problemler” başlığı altında, günümüzde resmi nikah ve imam nikahı ile ilgili tartışmalar ile evlenecek tarafların bilhassa kızın evliliğinde velinin durumu ve bu konudaki mezheplerin yaklaşımı olacaktır. Bildiğiniz gibi Hanefilere göre bakire bir kızın kendi evlilik aktini yapma hakkı vardır. cumhura göre ise nikahta veli izni şarttır. Günümüz çerçevesinde ele aldığımızda bu iki görüşün olumlu, olumsuz tarafları nelerdir onları da ortaya koymamız gerekecek. Ben yaşadığım bir hadiseyi anlatarak oturumu açmak istiyorum. Bundan iki hafta önce kızının imam nikahıyla evlendiğini söyleyen bir yaşlı bayan geldi. Kızının imam nikahıyla evlendiğini ancak kocasının onu boşamak istediğini söyleyerek yardımcı olmamı istedi. Ondan sonraki bir günde de kızı geldi başından geçenleri anlattı. Kız, kocasının çok dindar bir kimse olduğunu ancak 15 gün sonra kendisini boşadığını söyledi. Bu durumda bu kadının hukuki hakları ne olacak, dini açıdan buna ne tür bir çözüm getirebiliriz diye size soruyorum.

 

KG: Benim önerim şu olacak. Biz daha çok evlendikten sonra boşanma değil de, insanların boşanmaması adına evlilik adına yapılacak şeyleri tartışsak daha faydalı olur diye düşünüyorum. Yani boşanma değil de, boşanmadan evvelki durum ortaya konulmalı.

evlenme belgesi, evlenme ehliyeti, evlilik ehliyeti, yabanci evlilik icin gerekli belgeler, bekarlik belgesi

 

Ali Duman: Konuya açıklık getirmek bakımından bir açılış konuşması yapmam beklendiği için kısaca şunları ifade etmek istiyorum. Öncelikle çok önemli bir konujyu çok genel manada ortaya koymuşsunuz. Bunun anlamı şudur, bu tartışma bu akşamki oturumla nihayetlenmez. Başkanın giriş konuşmasında temas ettiği husus, günümüzde imam nikahı ile akdedilen bir nikahın olumsuz sonuçlarını açıkça ortaya koymaktadır. Dindar görünen bir şahıs yine dindar bir kızcağızı imam nikahıyla nikahlamış ve 15 günlük bir evlilik hayatından sonra kapının önüne koymuştur. Bu kızcağızın ne bir mehir, ne bir hukuki hak talep etme imkanı yoktur. sonuç o kızın bütün hayatını ilgilendiren bir dipsiz çukura itilmesinden başka bir şey değildir. Başkan, bu durumda nasıl bir yol gösterilebileceğini soruyor. Hiç şüphesiz bu durumda gösterilebilecek yollar vardır. Ancak kanaatimce böle bir duruma düşülmesinin önüne geçilmelidir. Bunun yolu da imama nikahı ya da dini nikh denilen şeyin kurumsal olarak geçersizliğinin tüm milletimize açıkça ilan edilmesidir. Her ne kadar bir nikah formu olarak tarihte geçerli olsa bile artık günümüzde bu tür bir nikah kadın açısından tamamen aleyhte bir duruma yol açmakta, maslahata değil mefsedete sebep olmaktadır. Bundan dolayı imamların hiçbir şekilde resmi nikah olmaksızın dini nikah akdetmemeleri gerekir. Öte yandan bu konunun tartışılması gereken bir diğer yönü de kız çocuklarının kendi nikahlarını kıyma yetkilerinin kendilerinde ya da velilerinde olması meselesidir. İslam alimleri ve mezhepler bu konuda temelde iki görüşe ayrılırlar. Birincisi Hanefilerin içtihadı ki, bu içtihada göre, kendi adına ticaret ve alış-veriş yetkisi olan bir kimsenin kendi nefsini evlendirmek hususunda iradesini yok saymak insana uygun bir tutum olmayacağından, kız çocuklarının velilerinin iznini aramaksızın nikah akti yapabilecekleri görüşüdür. Diğeri de cumhurun veli izni olmaksızın nikah aktinin batıl olduğu görüşüdür. Her iki görüşün de olumlu ve olumsuz yanları vardır. Söz gelimi bakire kız çocuklarının kendi nikahlarını akdedemeyecekleri veli izninin şart kılındığı cumhur görüşünü ele alalım: Bu görüşe istinaden pek çok ana-babalar kızları kendilerinden çok büyük erkeklerle evlendirebilmekte, istemedikleri evliliklere zorlanmalarının yolunu açmaktadır. Hanefi içtihadını ele alalım: Bu durumda da hem dünyası hem ahretiyle ilgili bir hususta, hiçbir tecrübesi, bilgisi olmayan ve aklından ziyade duygularıyla hareket etme olasılığı çok yüksek olan bir kız çocuğuna kendisini nikahlama yetkisini vermek, onun hem dünyasını hem ahretini ilgilendiren bir hususta çok büyük ve önemli bir karar almasında tam yetkiyle donatmak çoğu zaman olumsuz sonuçlara yol açaiblmektedir. Üstelik nikahta veli izni aranmadığı durumlarda kız kaçırma hadiseleri doğallaşmakta ve kimi güçlü kuvvetli erkekler zorla alakoydukları kız çocuklarıyla ne onların rızaları ne de velilerinin rızalarını kale almaksızın evlenebilmektedir. Hatta bu sebeple Ebu’s-Suud Efendi, Hanefi içtihadından dönerek Şafii içtihadıyla evlenmelerin akdeidlmesi fetvasını vermiştir. Bütün bunlar dikakte alındığında görüldüğü gibi günümüzde evlilikle ilgili problemlere uaşaiblmek için cevapverilmesi gereken pek çok sorun vardır. Oturuma katılanların bu hususu göz önünde bulundurdukları taktirde, oturumun, tartışmanın bitebileceğini sanmıyorum.

 

MS: Öncelikle dini nikah resmi inkah gibi bir ayırım ypaılmalı mı diye sormak lazım. Bana göre dini ve resmi diye bir ayırım doğru değildir. Önmeli olan nikah aktinin şartlarına uygun olarak ypaılmış olmasıdır.

evlenme belgesi, evlenme ehliyeti, evlilik ehliyeti, yabanci evlilik icin gerekli belgeler, bekarlik belgesi

 

EA: Cumhurun görüşü isabetli gözükse de, aslında bir insanın iradesine ipotek koymak gibi bir şeydir. Zira bu görüşe göre bir insan kendi evleneceği eşini kendi seçemez. Bu ise onun özgürlüğünü sınırlandırmaktır. Cumhur neden bu görüşü tercih etmiştir diye baktığımızda, kızın ailesine kızlarının evliliği hususunda geniş yetkiler vermekte. Böyle olunca pek çok olumsuz şeylerin yolu açılıyor. Söz gelimi babalr kızlarını babaları yaşında insanlarla evlendirebiliyorlar. Ebu Hanife ictihadının olumsuz yanları gözükse de, kız kendi inkah aktini yaptığı zaman, eğer denklik kefaet yoksa, velinin nikahı engelleme hakkı tanımıştır. Bu yaklaşım Hanefi içtihadının hukuken daha uygun olduğunu düşündürüyor. Öte yandan dini nikah denilen, imam nikahı denilen nikaha gelince; bugün bunun hiçbir yaptırımı olmadığını görüyoruz. Hukuken bu nikah hiçbir şey ifade etmiyor. Tamamen kişilerin vicdanına kalmış bir şey gibi oluyor. Bugün uygulanan bu nikahın bağlayıcılığı olmadığı için, pek çok olumsuzlukların önünü açıyor, bilhassa kadın açısından. Trarkadas.Net

 

MS: Mezheplerin görüşlerinden önce kanaatimce Kitap ve Sünnete bakmamız lazım. Kur’an’da bakara suresi 221. Ayet şöyledir: “İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin. Allah’a ortak koşan kadın hoşunuza gitse de, mü’min bir cariye Allah’a ortak koşan bir kadından daha hayırlıdır. İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle, kadınlarınızı evlendirmeyin. Allah’a ortak koşan hür erkek hoşunuza gitse de; iman eden bir köle, Allah’a ortak koşan bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar ateşe çağırırlar, Allah ise izniyle, cennete ve bağışlanmaya çağırır. O, insanlara âyetlerini açıklar ki, öğüt alıp düşünsünler” buyruluyor. Bu ayet sanırım bu konuda önemli bir delil. Ayete göre kadınların müşrik erkeklerle evlenmesi değil, evlendirilmemesi istenmekte.

 

EA: Kanaatimce bu ayet sizin dediğiniz kastetmiyor. Bir topluma, kızlarına sahip çıkmaları emrediliyor.

 

KG: Burada bir müslümanın, erkek de osla kadın da olsa müşrikle evlenemeyeceği söylenmektedir. Kur’an’da başka ayetlerde de Müslümanların müşriklerle evlenemeyeceği bildirilmektedir.

 

MS: Kevser hocama teşekkür ediyorum. Ama benim kastım anlaşılmadı snaırım. Bakara 221’in ibaresine dikkat edelim. İbarede doğrudan erkeklere yönelik olarak kızlarını nikahlamamaları emredilmekte. Ayetin bşaında erkeklere müşrik kadınlarla evlenmeyin, kadınlara yönelik kısımda ise kızlarını nikahlamayın diyor. Bu da kızların nikahlarının veli iznine bağlı olduğuna işaret ediyor kanaatimce. Ayetin bu kısmında başta erkeklere olan hitap gibi hitap edilmiyor. Erkekler kendileri kendi nikahlarını akdedebilirken, kızların kendi nikahlarını akdedemeyeceklerine işaret etmekte.

 

EA: Ben bu ayetin kadının evliliğinin veli iznine delalet ettiği hususuna işaret ettiğini düşünmüyorum. Burada hitabın o şekilde olması, Müslüman toplumunun geneline yönelik.

 

AD: Ayetten kastedilenin Mahmut Hocanın anladığı şekilde olmadığı kanaatindeyim. Kur’an’daki hitaplar göz önüne alındığında, toplumun geneline yönelik hususlarda hitabın müzekker olarak geldiğini görürüz. Kanaatimce ayet dediğiniz gibi bir işarete sahip olsaydı, Ebu Hanife bu içtihatta bulunmazdı.

 

MS: Ayşe hocama katılmıyorum. Müçtehitlerin görüşleri kendi dönmelerindeki şartlar dikkate alınarak değerlendirilmeli.

 

AD: Ayetten kastedilen açık bir emir olsaydı bu konuda imamlar arasında ihtilaf olmazdı demek istedim ben. Ebu Hanife farklı içtihatta bulunmazdı demedim. Ancak hadislere baktığımızda veli izninin nikahta şart olduğuna dair hükümler var. Ancak Hz. Aişe’nin kendi yeğenini babasından habersiz nikahlaması, Ebu Hanife’nin “Veli izinsiz inkah batıldır” hadisiyle amel etmemesine yol açmış. Zira her iki hadis de Hz. Aişe’den gelmekte. Ravi rivayetine aykırı hareket ettiği için Ebu Hanife bu hadisle amel etmiyor.

 

MS: Ayşe hocama sormak istiyorum. Ayette “Ey iman edenler Cuma günü namaz için nida olunduğunda namaza koşun” emri de hem kadın hem erkekleri kapsıyor. Peki Cuma namazına gidiyor mu Ayşe hoca?

 

AD: Burada hitap geneldir ama, durum farklı. Bu ayetten hareketle bir hüküm vermek doğru olmaz. Hatta genel olarak sadece ayetlerden hükümlere varmak her zaman doğru olmayabilir. Hadislere ve sünnete de bakamız gerekir.

 

AD: Bu içtihadi bir konu olduğu için ihtilafın olması doğaldır. Kanaatimce hangi durumlarda veli izninin zorunlu olması gerekir, hangi durumlarda veli izni olmaksızın kızlar nikah akdedebilir tespit edilebilir. Doalyısıyla her iki hükmü de genel olarak vermek yerine, duruma ve şartlara göre veli iznini bağlayabiliriz. Bir görüşü tercih etmek yerine, karşılaşılan duruma göre fetva verirken, hangi görüş uygunsa onunla fetva verilse daha iyi olur diye düşünüyorum. Veliz izni tamamen gereksizdir denildiğinde ortaya çıkan sıkıntılar belli, öte yandan veli iznine bağlandığı zaman nikah, yine pek çok sorun ortaya çıkmakta. Bu sebeple evlenecek kişilerin durumu göz önüne alınarak fetva verilebilir.

 

MS: O halde şöyle bir şey söyleyebilir miyiz: Hiçbir evlilik gizli yapılmamalı, ailelerin izni olmasa bile gizli yapılmamalı gerekir diyebilir miyiz? Ayrıca evlilik gibi bir hususta bakire kız çocuklarının karar vermelerinin oldukça zor olduğu göz ardı edilmemeli. Böyle bir durumda kız çocuğununu sığınacağı yegane yer ailesidir velisidir. O halde bir kız çocuğu evliliğine karar verirken mutlaka velilerinin bilgisi daihlinde hareket etmeli diye düşünüyorum. Veli izninin hafife alamayız. Nikahı veli iznine bağlamak mı yoksa veli iznini tamamen göz ardı etmek mi daha ağır sonuçlara yol açar düşünmemiz gerekir.

 

AD: Bunu belirlemek çok güçtür sanıyorum. Genelleme yapmak yerine hadiseleri tekil olarak ele almak daha doğru olur kanaatindeyim.

 

OE: o zaman kızların çogu egitimsiz olbilir şimdi babadan daha bilinçli bir kız olabilir mi o durumda ne yapmalı babasından daha iyi mümeyyiz akıla sahip biri veli izni olmazsa evlenmesin mi? Hanefi mezhebinin görüşü daha uygun diye düşünüyorum.

 

evlenme belgesi, evlenme ehliyeti, evlilik ehliyeti, yabanci evlilik icin gerekli belgeler, bekarlik belgesi

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm Mesajları Görüntüle
0
Mesaj Göndermek İstermisin ? x